koca bayram geçti ne Çakıl'ın sitesini güncelleyebildim ne de kendiminkini ara uzadı, daha da uzar gibi görünüyor siz iyisi mi beklerken balıklarımı besleyin suya tıklarsanız yem atmış olursunuz :)
Ve sanki tüm bunlar birer masal gibi Maskelerini kuşandı insanlar Rüzgara savruldu sesim Yarım kalmış bir şarkıdan Suskunluğu öğrendi insanlar
Ve belki sen, belki ben Belki de biz ve onlar Kumdan kaleler kuran Denize doğru Bakarsın çoğalırız yaşam denen bu oyunda Cemresi oluruz yarınların ...
Söz-müzik : Tuna Kiremitçi
*************
bir acayip stres, yoğunluk, yorgunluk, umutsuzluk, umut... birbirine girdi hayatım hem de sadece iş yüzünden hep diyorum ki iş yaşamın bir parçasıdır iş hayatındaki başarı göklere çıkaramayacağı gibi aksilikler de dibe vurduramaz beni ama olmuyor işte
hukukta "olan-olması gereken çatışması" denilen şey benim ruhumda tepiniyor günlerdir
bu güzel şarkıyla üniversitenin ilk yıllarına gidip silkelendim biraz şarkıyı bulup ekleyemedim üzgünüm, bulursanız dinleyin derim..
bu kadar mı aksilik olur bu kadar mı üstüste gelir her şey Cumartesi gecesi 23.00 itibariyle pasta yapmaya koyulduk bir başladık bir çok şey eksik, saat itibariyle her yer kapalı onun yerine bunu koy, olmadı şunu uydur tam bir ikame ürün pastası oldu Tabi bu arada şeker hamuru durur mu, önceleri ellerime yapışacak kadar sıvı olan hamur tam kaplama zamanı gelince taş kesildi her yerden koptu delindi vs vs vs sabah 04.00'te yattık sonuçta durumu kurtardık ama tam bir maceraydı İyi ki doğdun Kerem'cim
19 Kasım 2007 Pazartesi
sıcacık bir yağmur siner kara gecenin içine, toprak somun gibi kabarır, dünyam gümüşler kuşanır.
güzel bir pazar günü önce biraz yürüyüşe çıkıp ıslak toprak kokusuna doymalı sonra da güzel bir müzik eşliğinde güzel bir kitap seçip okumalı kızım sizin için "Zafer Özden-Film Eleştirisi"ni seçti ben de bu şarkıyı seçtim
yoğunum, öyle böyle değil acayip yoğunum evi arayıp kızımı soracak fırsatım olmadi sabahtan beri neyseki şmdi biraz duruldu bombi'nin keyfi yerindeymiş bir kahve yaptım kendime mis kokulu dışarda yağmurlu gri bir hava, tam kahve havası.. kahvenin olağanüstü sakinleştirici ve sorun çözücü etkisine inanıyorum ben.
Balzac'ın dediği gibi; "kahve mideye iner ve ondan sonra her şey harekete geçer: düşünceler tıpkı savaş meydanındaki büyük bir ordunun taburları gibi birbiri ardı sıra gelir; savaş başlar. hatıralar, savaş düzeni alan askerlerin önünde ilerleyen bir bayraktar gibi koşar adım saldırıya geçerler. hafif süvariler görkemli bir şekilde dörtnala kalkar. mantığın topçuları nakliye birlikleri ve fişek kovanlarıyla gümbürder. en zekice buluşlar keskin nişancılar olarak katılır. karakterler kostümlerini kuşanır, kağıt mürekkeple kaplanır, muharebe başlar ve savaşın yapıldığı meydan nasıl kapkara barut dumanının altında kalıyorsa bu muharebe de kara dalgaların akınıyla son bulur."
Geçen sene bugün yaşadıklarımı dakikası dakikasına hatırlıyorum
Doktor kontrolüne gidip daha çok zaman var diye eve dönüşümüzü, gece sancılandığımda yüzümdeki kocaman gülümseme nedeniyle acı çektiğime ve sancım olduğuna ne annemi ne de alperi inandıramayışımı :)
ve minik çakılımla ilk karşılaşmamızı..
Annelikle ilgili ne yazmalı nasıl anlatmalı bilmem, çok yazılmış geçmişte, öykülenmiş defakez. Ben de farklı bir şey anlatmayacağım ama doğum denilen; gerçekten enikonu doğummuş.
Ben doğdum, kızım doğdu, aşk başa sardı kendini, ömür sıfır noktasından yeniden başladı, 31 Ekim sabahı güneş doğdu, biz doğduk.
geçen sene dediğim gibi;
“Yanağı pembem, dudağı kirazım, gözü okyanusum iyi ki doğdun...”
sabahları uyandığınızda sizi gülümseten şey nedir?
yeni uyanmış minik suratlı bir lokum mu, usul usul yağan yağmurun cama vuran şıpırtısı mı, bugün yapılacak toplantıların iptal olması mı, gözlerini O'nun yanında açmak mı, trafiğe rağmen yola çıkmak mı, küçük yağmur göletçiklerinin üzerinden atlamak mı, benim için bu sabah bütün bunların hepsi :)
eşim için yaptığım doğum günü pastası iyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki sensin...
bu pastayı yaparken öğrendiklerim; - şeker hamuru ve normal çikolata kremayı aynı pastanın dışında kullanmayın, dolaba koymayınca çikolata krema eriyor, koyunca da şeker hamuru, optimumu sağlmak çok güç -şeker hamuru ile insan figürü çalışmayın asla benzemiyor - gerçek insanlar her zaman şeker hamurundan yapılandan daha zayıflar :)
Cuma günü, arkadaşımı ziyarete giderken bu kurabiyeleri yapıp götürdüm. hem çok lezzetli hem de şıktılar. Tarifine gelince; 9 kaşık un 5 kaşık irmik 4 kaşık toz şeker 125 gram tereyağı -oda sıcaklığında 1 su bardağı ince çekilmiş fıstık (bildiğiniz beyaz fıstık antep fıstığı değil)
tüm malzemeleri karıştırıp hamur yapıyoruz. 180 derece fırında 15-20 dakika pişiriyoruz.
Bu tarif hem çok kolay hem de pişince kalıbın şekli hiç bozulmuyor, yayılma vs olmuyor. üzerine şeker hamuru çalışmak için ideal, dilerseniz fıstık eklemeyebilirsiniz, daha pürüzsüz kurabiyeleriniz olur.
bu sabah bir eğitim formu doldurdum "iştigal alanı" yazan bir kısım vardı avukat mı yazsam "tek konuya odaklı amatör fotoğrafçı" mı yazsam bilemedim :) zira ömrümün son 11 ayı böyle geçti :)
sonbahar ortasında bu sıcacık güneş, ilkbahar ürpertisi çok iyi geldi ilkbahar zaten tek başına çoşturmaya yeterken, bir de böyle apansız çıkaverince insanın karışısına bir başka güzel oluyor. minik lokum çimenler topladı, küçük tombiş elleriyle. dinlendik, toparlandık, ruhumuzda dip köşe temizlik yaptık...
doğdu, doğacak geç kaldı bayram geçti derken minik lokumum doğmuş da kapşonunu bile doldurmuş ne zaman oldu bütün bunlar oysa ben daha küçücüktüm annemin delilik çağını atlatamamış kızıydım :) benim güneş yüzlü kızım, usul usul please...
dün akşam çakıl'la yerde, pijamalarımızla puzzle oynadık. gürültü yaptık, alperin maç keyfine limon doğradık, kıkırdadık artık sabotaj suçları kızım ve ben tarafından çete kurmak suretiyle işleniyor :)
kimseyi direklerarasına gitmeye ikna edemiyorum oysa canım karagöz izlemek istiyor
- hadi ama ramazan bitiyor - ne ramazan usta bit mi yiyor - numara yapma ne zaman gideceğiz - ne saman mı yiyeceğiz, ben saman yemem karagözüm - hadi ama gitmezsek üzülürüm - gideriz sen üzülme iki gözüm bu böyle sürer gider ...
minik lokumumun iki gundur burnu akiyor. Gece boyunca hic uyanmadi, atesi filan da yok sadece burun akintisi, ama anne varken baska büyütece ne hacet.. puuf, sen hic hastalanma ne olur