26 Eylül 2008 Cuma

22 Eylül 2008 Pazartesi

oyuncak detaylar

çay saati..
işte hayalimdeki ayakkabıcı, çeşitler ayrı güzel, satıcı ayrı :)
bu banyonun tüm detaylarına bayıldım, yer döşemesi, ibriği, çamaşır leğeni ve yıkama aparatı (adı her neyse) traş takımları, hele küvetin şekli...

piyano dersi


çamaşırlarını yıkayıp asmış bir küçük hanım, kıyafetlere dikkat :)), bu arada işler de bitmiyor, bir yanında süpürge fırça, ayak altında çocuklar :)))



eskiden bulaşık makineleri böyle miymiş sahiden :)
çocuklara şekerler, kekler
şarküteri :)
dikiş makinesinden, top top kumaşlarına kadar son derece sevimli bir terzi dükkanı
red kit ve daltonlar

bebeklerini sırtında ve göğsünde taşıyan iki kızılderili
herşeyden önce böyle bir oyuncak düşünülüp yapılmasına hayran kaldım

oyuncak müzesi


Cumartesi istanbul oyuncak müzesine gittik
bayıl dım, ba-yıl-dıımm
bir kere hiç boşuna pastacıyım filan demeyin
pastacı böyle olur :)
dükkana düzene pasta çeşitliliğine bakın

17 Eylül 2008 Çarşamba

kocanızı afrika usulü nasıl pişirirsiniz?


Kitabın adını okuyunca pek bir garipsediğinizi tahmin edebiliyorum
Ben de aynı garipsemenin iteklemesi, indirimin etkisi ve Fransız Akademisi'nin roman ödülünün cazibesine kapılıp aldım.
Calixthe Beyala'nın bu kitabını aldığıma hiç pişman olmadım ama süper çerez bir kitap olduğunu hatta benim bakışımla roman bile sayılamayacağını söylemek isterim.
Kitaptan aklımda kalanlar;
- bir erkeği elde etmenin yolu %100 midesinden geçer
- afrikalılar sırtı göğe bakan her şeyi yer :)
- insanın evliliği kocasından çok sevdiği bir gün gelir
- aldatılmaya sessiz sedasız göz yumup kendini ezdirmeden başın dik ve duyarsız davranmayı başarabilirsen adam yaşlanınca sana döner :)
bu durumda yukarıda sıraladığım 4 maddenin hiç birine katılmadığım için size kitaptan aktarabileceğim tek şeyin bir yemek tarifi olabileceğini fark ettim.
Kitaptaki tarifler genelde; "yabani mango cevizli oklu kirpi", "tchobi soslu timsah", "muz ağacı yaprağında boa yılanı" rotasında olduğu için kitaptan yenebilir bulduğum bir kaç tariften birini aşağıya olduğu gibi aktarıyorum:

Yerfıstıklı piliç
Malzeme
1 köy pilici - 500 gr kavrulmuş ve kabukları soyulmuş yer fıstığı - 4 domates - 1 soğan - sarımsak - 4 çorba kaşığı sıvı yağ - bir yaprak kekik
Hazırlanması
Yer fıstıkları kavrulur. Dış ve iç kabukları çıkarılır. İyice ezme haline gelinceye kadar mikserden geçirilir.
Tümü büyük bir kaseye konur.
Soğanlar soyulup ince doğranır. Domatesler yıkanır - kabukları soyulur ve mikserde ezilir.
Piliç sekiz parçaya bölünür. İyice yıkanır.
Tencerede piliç, soğan, sarımsak, tuz ve karabiber eklenerek orta ateşte hafifçe sararana kadar kavrulur.
Domates ve kekik eklenir. Ateş kısılır. 10 dakika kadar pişmeye bırakılır.
Yer fıstığı kasesi alınır. Aldığı kadar soğuk su eklenir. Çatalla karıştırılır (akışkan bir hamur elde edilir) Malzemenin üstüne boşaltılır. Pilicin üstünü örtecek kadar (2 cm.'den fazla) su konur.
Tencerenin kapağı kapatılır ve arada bir tahta kaşıkla karıştırılarak 30 dakika pişmeye bırakılır.
"Maffe" de denilen yer fıstıklı piliç hazırdır.

Afiyet olsun.

16 Eylül 2008 Salı

değişiklik


günlüğüm gündeliğim,
artık seninle aramızda "dağlar var"
küçükken dayım suratımızı düşürdüğümüzde "heey aramızda dağlar mı var?" derdi
şimdi rusya'da. Aramızda dağlar ovalar denizler, devletler var :(
ne diyorduk, aramızda dağlar var blog
yazmıyorum, yazamıyorum
çakıl'ın sitesine iki fotoğraf eklemek için bile zaman yok
ya aslında zaman var da sana yok blog ne yalan söyleyeyim
abuk gubik hallerimden sıkılırsınız diye "mutluluğun fotoğrafı"nı koydum size
değişiklik olsun
günlük yorum yazmaya yeniden başlayacağım
hele bir toparlanayım az kaldı, çok az kaldı

3 Eylül 2008 Çarşamba

10 marifet


herkes marifetlerini göstersin
bakın çakıl kızımın 10 parmağında 10 marifet :)