30 Mart 2009 Pazartesi

dedi ki bana;


dedi ki bana;

I really love you love you so much anne!
bilerek isteyerek mi dedi, biri mi öğretti
hiç kurcalamıyorum, sadece bu güzel sözün keyfini çıkarıyorum :)

25 Mart 2009 Çarşamba

böyle söylememiş miydim


işte pastanın tastamam hali
iyi ki doğdun göktuğ
papyonlu 1 burda pek güzel çıkmamış
göktuğun papyonuyla takım olmuşlardı oysa ki :)

21 Mart 2009 Cumartesi

şeker kedi


epeydir şeker hamuruyla pasta yapmıyordum
dün gece minik göktuğ'un 1. yaş günü için bu kediyi yaptım.
akşam üzeri göktuğ doğum günü partisinde pastayı görünce garip çığlıklar attı
sanırım bu koca gözlü kediden hoşlandı :)
pastanın son halini de ekleyeceğim.

10 Mart 2009 Salı

gece örter üstümü, sesim çoğalır su olur ...


gece...
saat 02.00 suları
adam ve kadın yakından gelen bir çocuk sesiyle uyanırlar
çocuk bağırarak şarkı söylemektedir
"benim annem, güzel annem, beni al kolllarınanana, kucaginda uyut beeeniiiii"
rutin olduğu üzere adam kalkar
(kadın uzun zaman önce gece seanslarını devretmiştir)
bu sefer adamın sesi yükselir odadan
"neden soyundun, bu soğukta neden çırçıplaksın çakıl?
elin ayağın buz gibi olmuş"
çocuk tekrarlar
"neden çıplaksın, neden çıplaksın"
peşinden şen bir kıkırdama ve gülücük efekti duyulur, "neden çıplaksın?"
adam bu kez gerçekten kızar, günlerdir hep aynı şeyi yaşamaktan yorulmuştur.
bir çocuk neden uykusunda soyunur
bu kez daha kararlı ve sert bir tonda soyunmaması gerektiğini söyler,
çocuk adamın gözüne bakar, yine bir gülücük atmaya çalışır
adamı yumuşatamayacağını anlayınca ağlamaya başlar
uzun uzun ağlar
hıçkırık hıçkırık ağlar
içli içli ağlar
adam çocuğu giydirir
sakin sakin soyunmaması gerektiğini anlatır
kadın odasında yanlarına gitmemek, duruma müdahale etmemek için savaş verir
odanın kapısına kadar yürüyüp yürüyüp geri döner
olaylar yatışır herkes sakinleşir ve uyur

sabah olur, güneş yeni güne gülümser :)
her şeyin yepyeni olacağı bir güne uyandığını düşünür herkes
kadın büyük bir özlemle çocuğun odasına gider
çocuk yatağında soyunmuş (!) ve poposunu havaya dikmiş uyumaktadır :))

9 Mart 2009 Pazartesi

bahar böyle olur




hani size geçen hafta "bahar" başlıklı bir yazı yazmıştım ya,
unutun onu :)
iki minik yeni sürgünle bahar mı olur, asıl bahar şimdi başlıyooorr
coştu bahçedeki ağaçlar, tabi ki biz de :)

5 Mart 2009 Perşembe

bahar

bahar, yalvarırım çek git işine!..
salma üstüme çiçeklerini,
...aklımı çelme!..
her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde;
sonra güneşle oynaşıp tütsülenmiş gibi buğulanıyor.
ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek...
kavaklar kıpır kıpır, ıslık ıslığa meltem...
kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü böcek...
yapma bunu bana bahar,
böyle üstüme gelme...!
zaten damarlarımda zor zaptediyorum kanımı...
çoktan cemreler düşmüş beynime, yüreğime...
kalbimin buzları erimiş.
göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum nicedir...
bir de sen çıldırtma beni...
krizdeyim ben... tembelliğin sırası değil, uyamam sana...
al git serçelerini sabahlarımdan, çağlalarına, kokularına hakim ol.
meltemlerine söyle, deli gibi ıslık çalıp sokağa çağırmasınlar beni...
bulutların üşüşmesin başıma...
girme kanıma benim...
...yoldan çıkarma...!
sen ki en cilvelisisin mevsimlerin,
afrodizyakların en etkilisi,
sevdanın suç ortağısın.
kıyma bana...!
biliyorum çünkü, yine kandırıp yeşillendireceksin aşka; gövdemi azdırıp sonra birden çekip gideceksin.
tam kanım kaynamışken sana, toplayıp allarını morlarını, beni bir kuraklığın ortasında terk edeceksin...
o iple çektiğim ışığın, dayanılmaz olacak o zaman...
ne o delişmen sabahlar kalacak, ne günaha çağıran çapkın eteklerin uçuştuğu günbatımları...
tembel kuşların şakımaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan...
buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarında...
yeşerttiğin çiçekler, yürekler solacak; damar damar çatlayacak ruhumuz...h
ayat, bir ezik otlar diyarına dönüşecek yeniden... yüreğim viraneye...
her bahar sarhoşluğu gibi, geçecek bu sonuncusu da...
ebedi bahar, bir başka bahara kalacak.
iyisi mi, hiç azdırma ruhumu bahar...
iş açma başıma...
git işine!
yoldan çıkarma beni!...

can dündar

relax :)

aşkım günaydın de yeni güne
yay gibi gerginsin çözül biraz
bitmez dünyanın derdi ertele
kurulmanın hiç bir faydası yok, relax

bırak güneş ısıtsın içini
bak baharlar açmış beyaz beyaz
öyle olmasa da sen öyle farzet
bakarsın umduğundan iyi geçer yaz

3 Mart 2009 Salı

en azından denedim :)

ayva reçeli yaptım, yani aslında tam olarak ayva reçeli mi emin değilim :)

önce bir gece önceden şekere yatırdım, pişirdim sarı ve sıvı oldu.
beğenmedim 1 gün sonra tekrar pişirdim, kaynadıkça koyulur dedim,koyuldu ama bu sefer de şekerden yutulmaz haldeydi, içine booolca su ilave ettim gene pişirdim
şekeri normale döndü ama rengi hala sarıydı ve son derece sıvıydı
akıl sordum, ayva ekle dediler.
ertesi gün ayva alıp eklemek üzere, kırılmış kalbimle reçel tenceremi balkona terk ettim
sabah uyandığımda, kıpkırmızı, koyulmuş ve tam reçel kıvamına gelmiş, şekeri yerinde bir tencere ayva reçelim vardı :)
gözlerime inanamadım...
eğer gece biri gelip tencerenin içindekini değiştirmediyse, cinler periler devreye girmediyse ben ayva reçeli yaptım ey blog, sanırım yani, evet yaw yaptım işte :)
aynısını bi daha yapamam, ama bu çakılımın babaannesinden "doğrusu" gelene kadar afiyetle yememize engel değil.

her şey yolunda :)


Hayat normale döndü,
Çakıl kızım tüm sevimliliği ve huzurlu uyuyan geçeleri ile (hışırt huşurt, popo kaşıma efekti:) ) geri döndü.
evde yaşamın normale dönmesi aslında biraz da benim mutfakta vakit geçerebilmem demek.
İşte bu kuki ile kek arası lezzetleri bu sayade yaptım.
Tarif gayet basit:
7 yumurta akını yarım çay kaşığı krem tartar ile çırpıp kabartıyoruz, içine 230 gr pudra şekeri ekleyip çırpmaya devam ediyoruz.
Sonra fazla karıştırmadan içine 3 kaşık un, 1 su bardağı cornflakes ekleyip, bir kaç damla da vanilya özü ekledik mi hazır olmuş oluyor.
Kağıt kalıplara koyu 20 dk pişiriyoruz, afiyetle yiyoruuuzz. :)