24 Ekim 2009 Cumartesi

bakış açısı

"denizin üstünde süzülen
rüzgarda savrulan,
martıya,
balık gözlüyor değil de,
kanatlarını deniyor diye baksak?..."

oruç aruoba

20 Ekim 2009 Salı

inceden nağmeler

bazen, 'ancak' bir kadının ruhumdan anlayabileceğini / ruhuma yaklaşabileceğini düşünüyorum.
artık çok geç olmasaydı bunu cidden düşürdüm günlük.

emek verilen tasarlanan heyecanlanılan bir şeye sadece 2 milisaniye "çok hoş" diyerek tepki vermek, bir sürprizin tam ortasında meşgul olduğunu söylemek, cep telefonundaki padişah olsa 2 dk'ya ben seni arayayım deyip kapatabilecek inceliği gösterememek (ya da sadece telefondakine naif olabilmek) ancak "erkek" olmakla açıklanabilir korkarım.

bir erkeği gerçekten "işlenmiş" hale getirmek için ne kadar zamana ihtiyaç var, ne yapmak lazım, bu konuda ciddi öneriye ihtiyacım var, zira yanıtlanmayan tek doğum günü mesajı benimki :)
ama ne gerek var bilmiyor muyum allaansen takıldığım şeye bak.
günlük bak burdan yazıyorum haberin olsun daraldım ben haylice.
yoksa bu sabahın bu vaktinde havaalanı kafelerinde bunları düşünmek akıl kârı değil.
Çok ince ruhlu olduğunu sandığım iki kız oturuyor tam karşımda, hafiften sohbetlerine sızmak niyetindeyim :P
gelişmelerden haberdar ederim.

15 Ekim 2009 Perşembe

Ay'a dinleti

foto: James Neeley

Şşştt, blog'cum
yaklaş, bak gizli bi şey söyleyeceğim
dün gece balkonda oturup Ay'a Oruç Aruoba okudum
parladı yemin yediyorum, pırıl pırıl parladı
Şu Oruç Aruoba'nın iyi gelmeyeceği varlık yok :)

yasamin, birseyleri yitirmenin sureci olacak
- sonradan da, bu yitirdiklerini aslinda yitirmemis oldugunu ogrenmenin sureci...
yasadiklarin, yitmeyecekler - yasayacaklar.
birseyleri yasamissan, gercekten yasamissan, onlari yitiremezsin artik-
istesen bile istemesen bile, yasar artik onlar..
yasadiklarinsin...
yasamin, butun yasadiklarini yitirip, yeniden kazanmanin sureci olacak
-hep yeniden yitirip, hep yeniden kazanmanin sureci....

12 Ekim 2009 Pazartesi

aile fotoğrafı :)

sevgili günlüğüm,
bilsen ne karışığım anlatılır gibi değil
yeterince gizli olmadığın için iş güç deyip geçeceğim yapacak bir şey yok :)

çakılım çok huysuz, annesini özlüyor, özledikçe hırçınlaşıyor
hırçınlaştıkça kendisi de kızıyor; kısır döngü.

çocuk psikolojisi / gelişimi üzerine okuyorum
hemen hepsi olayı tek çocuk sendromuna bağlıyor
kusura bakmayın ama bu bana biraz kolaycılık geliyor, yani çocuğun her olumsuz haline "tekdir ondandır" denmesini eşraftan duymaya alışkındık da uzmanların da buna dem vurması can sıkıcı. bir korkun varsa çocukluğuna in, her yaraya teramicin sür, çocuk huysuzsa kardeş yap vs vs.

bu mudur reçete?
yenisi de huysuzlaşırsa ne yapacağım ?
bir de üstelik çocukların büyük olduğunu bilmesi , kendinden küçüğünü koruyup kollaması, yönlendirmesi, kardeşiyle ilgili sorumluluk üstlenmesi onun güçlü birey olmasını sağlar diyor.
gelecekteki muhtemel aile fotoğrafımız budur o zaman :)

7 Ekim 2009 Çarşamba

sevgiye bulaşın


ikisinin hakkında da uzun uzun konuşabilirim; yerlerinin bambaşka olduğunu söylemeye gerek yok, birbirlerini sevmeleri çok güzel.

hele dokunarak sevmek lütuf,

sevin sevgiye bulaşın, sevgi size bulaşsın..