30 Ağustos 2010 Pazartesi

yeni hobi'm


hayatıma yeni bir hobi ekledim
artık tek ihtiyacım vakit :)
anneannemin hep dediği gibi;
" sıçan deliğe giremeyince kuyruğuna bir de kabak bağlarmış " :)

22 Ağustos 2010 Pazar

dante'm

küçücüktün, yürürken arka ayakların birbirine dolanırdı.
rüzgardan perde kımıldasa, korkar ayaklarımızın dibine sığınırdın
balkona kuş konsa, soluğu masanın altında alırdın
korkak şapşal tüy yumağımızdın
sonra büyüdün
sayende hiç bir sesten korkmadan uyur olduk
ben ömrümde ilk kez gece evde yalnız uyuyabildim, senle.
sen varken hep güvende hep güçlü hissettim kendimi
hep korudun kendince, yabancılardan, kedilerden bazen kirpilerden bile :)
senin için koyduğumuz kuralların hepsine eksiksiz uydun bugüne dek
bazıları zordu, kapısı olmayan bir mutfağa hiç girmemek gibi
görünmeyen kapı eşiklerini geçmemek gibi
o çizgileri hiç geçmedin sen, her komuta uydun bugüne dek
ama bugüne dek
bugün sana "gitme" dedim, hatta yalvardım dante gitme diye
keşke bugün de dinleseydin, dinleyebilseydin
ömrümüzün senle geçen 5,5 yılının her gününe şükürler olsun
çaldığın ayakkabılarımıza, her kıyafetime illa sürdüğün burun lekelerine
saatlerce gözünü kırpmadan bazen sadece kafanın açısını değiştirerek ama gözünü gözümden hiç ayırmadan dinleyen
ve her ağladığımda ellerimi yalayan dostum
bu akşam öyle çok ihtiyacım var ki sana ...

17 Ağustos 2010 Salı

kaplumbaga terbiyecisi



"kaplumbağa terbiyecisi”, osman hamdi bey’in son birkaç yıldır en çok konuşulan hatta artık bir prestij meselesi haline gelen resimlerinden biri…
bir müze kurabilmek uğruna yıllarını harcayan, kıymetli tarihi eserleri ortaya çıkarabilmek için o zamanın şartlarında nemrut dağı'na çıkıp arkeolojik kazı yapan osman hamdi bey'in olağanüstü eseri.

Blogla ilgisi ne derseniz; bir süre kabuğuma çekilesim var...

16 Ağustos 2010 Pazartesi

hain plan

Hain plan tamam gibi,
bayramda çocuksuz tatil :)
yardım ve yataklık edenler, çok seviyorum siziii :::)))

pufff, dönüşte bizimle barışması kaç gün sürer acaba :(

12 Ağustos 2010 Perşembe

tatil arsızı

iki güzel tatil yaptım, bir de minik karadeniz gezisi.
Bir tatil daha istiyorum şimdi.
ilkel, sakin, telaşsız bir tatil.
adının üstünde yıldız mozalesi olmayan bir otelde yine.
gerçek yıldızları seyretmenin peşindeyim ben
sonsuz tembellik istiyor canım, hamak ya da şezlonga kurulmak.
bütün derdim hangi kitabı okuyacağım olsa
ya da en fazla "türk kahvesi mi içseeem çay mı"
yani basit seçimler, basit kararlar.
bulmaca filan çözsem, zorlandığım yerde onu da öylece bırakıversem
ses de pek istemiyor canım
bir bisiklete atlayıp tam gün dolaşmak istiyorum daha çok
saatsiz uyumalar uyanmalar
sonra cup suya!
ayın kaçı onu bile bilmesem
tatilin biri, tatilin ikisi,
"ya kaç gün oldu sahi geleli"
gece yıldızları seyretmek bazen altında uyumak ...

puff, insanın çocuğunu bırakıp tatile gitmesi çok mu yanlıştır
ne dersiniz? hani şöyle iki güncük ?

11 Ağustos 2010 Çarşamba

birdy birdy

çakıl hanımın tişörtü çok renksizmiş, düzmüş
ben de hemen kuş kondurdum.
yetmedi bir de keçe kuş yaptık çakılla
o da şirin oldu
hala bir dikiş makinem olmadığı için ancak bunları yapabiliyorum işte
ve hatta fotoğraf makinem de olmadığı için ancak cep telefonuyla çekilmiş bu kötü fotoğrafları koyabiliyorum işte
tanrım ne kadar bedbahtımmm!!!

Not: yazının mesaj kaygısı vardır :)

9 Ağustos 2010 Pazartesi

enfesss

Tatil öyle güzeldi ki
ilk gün fotoğraf makinemizin kırılması dışında :(
size fotoğraflarla anlaamayacağım yani
cep telefonuyla çekilmiş bu fotolarla idare edeceğiz mecburen.

3 Ağustos 2010 Salı

believe in nature :)


Gidiyoruz biz,

Önce en yakın dostlarımızdan birinin düğününe

Sonra doğaya, kelebeklere, kabak koyuna.
Doğanın erdemini keşfetmeye, her boyutuna dahil olmaya, derin ve beklenmedik sınırsız güçleriyle şaşırmaya, davete icabete, yaşamı kucaklamaya...
kendi ruhumuzla yüzleşmeye, kabullenmeye, ondaki gerçek dengeyi bulmaya...

Doğanın kendisi kadar yapıcı dönmek dileğiyle...