29 Aralık 2011 Perşembe

yeni yıl klişeleri - sürpriz

bloga baktım şimdi,
yaklaşık 5 yıldır yazıyorum, her yılbaşında da yazmışım
2011'den dileğim rutinmiş, rutin bozulmasın demişim, yazık; ne kadar indirmişim dilek çıtasını. tuttu mu? hayır.
2010 başlarken pasaportum kaşe görsün demişim, dolu dolu vizeler istemişim, bir iki hareket var en çok. o da tutmamış işte.
2008 sonunda yeni yılı hiç dikkate almamışım, 30 yaşıma girince yeni yıla kadar bir haftada toparlanamamışım sanırım, en güzel özeti "suretim işe koşturur aslım trenden atlamış gelincik tarlalarında" cümlem galiba.
2007 biterken neşe, sevinç ve mutluluk baloncukları serpiştirmişim etrafa.


şimdi 2011'in çetelesini tutmak iyisini kötüsünü yazmak akıl işi değil
yıllarla sabit görmüşümki; dilek dilemenin de pek bi esprisi yok.

öylece gelsin 2012, sürprizli bi yıl olsun o zaman.
PS: "sürpriz" şaşırtıcı seviyede beklenmedik mutluluk ve heyecan verici gelişmedir :) 

26 Aralık 2011 Pazartesi

sen mi?

"hani ben şimdi konuşuyorum ya, ben mi konuşuyorum dilim mi?" diye sordu çakıl.
"peki sen neye 'ben' diyorsun?" dedim, ağır felsefeye girmek üzereydim ki alper toparladı saolsun :)

11 Aralık 2011 Pazar

badi badi mutluluk!



Çakıl ve en yakın dostu Gece, bir peluş penguen için birbirlerini üzdüler.
Konu; uyurken penguene kimin sarılacağıydı. Tatsızca uykuya dalınan bir gecenin sabahında kızımın ricasıyla benim içimde dünden kalan ukteyi birleştirince son derece uydurma, kalıpsız, patronsuz, şemasız hatta örneksiz bu pengueni diktik.
Çakıl'ımın gönlü oldu, benim yüzüm güldü, bu kadar basit işte bazen mutluluk...

baykuş yer minderi - dilek

canım blog,

bilirsin, dikiş dikmenin en sevdiğim yanı, bir işe başlamakla bitirmek arasında geçen zamanın çok kısa olması.
şöminenin başına oturup aslında pek rahat edemediğimi fark ettim
kalktım bu baykuş minderi diktim
ateş keyfine yarım saat ara verip, yarım saat sonra yumuşacık yer minderime yerleşip kaldığım yerden devam ettim

hayat her sıkıntıyı böyle hızla ve sevimlice aşabilme imkanı versin hepimize...